Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

“O Captain, My Captain” — Ölü Ozanlar Derneği Üzerine Derin Bir Bakış


Bazı filmler seni eğlendirmez, sarsar.
Ekranda geçen iki saat, kendi iç sesinle geçen bir ömre dönüşür.
Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society) tam olarak öyle bir film.
Ne kadar izlersen izle, sonunda bir sessizlik çöküyor — ama bu defa huzurlu değil, farkında bir sessizlik.

 Bir Öğretmenin Fısıltısı: “Kendi Sesini Bul”

John Keating sınıfa girdiğinde ders başlamıyor, hayat başlıyor.
Robin Williams’ın o sakin ama delici sesi, sana doğrudan konuşuyor sanki:

“Sadece hayatta kalma, yaşa.”

Bu cümle kulağa basit geliyor ama bir şey oluyor orada.
İzleyici olarak sen de kendi gençliğine dönüyorsun;
susmak zorunda kaldığın anlara, yanlış anlaşıldığın o sınıfa, o eve, o topluma.

Keating sadece karakter değil — bir fikir.
Ve fikirlerin bir kötü yanı vardır: bir kez duyduğunda, artık onlardan kaçamazsın.

 Neden İzlenmeli?

Çünkü bu film, çoğumuzun susturduğu bir şeyi yeniden canlandırıyor: kendin olma cesareti.
Toplumun, ailenin, öğretmenlerin, işin, beklentilerin şekillendirdiği bir dünyada
“Ben ne istiyorum?” sorusunu dürüstçe sormak cesaret ister.

Ölü Ozanlar Derneği seni o soruyla baş başa bırakır.
Ve kolay bir cevap vermez.
Sadece fısıldar:

Carpe Diem.”
“Günü yakala, ama gerçekten senin gününse.”

 Neden İzlememeliler?

İşte dürüst olalım: Bu film herkes için değil.
Eğer hayatında hiçbir şeyi sorgulamak istemiyorsan,
eğer “daha fazlası” kelimesi seni korkutuyorsa,
eğer sadece mutlu bir son arıyorsan — belki de bu film sana göre değil.

Çünkü Ölü Ozanlar Derneği seni iyi hissettirmez; seni gerçek hissettirmeye zorlar. Ve bazen bu, mutlu olmaktan çok daha zordur.

 İzledikten Sonra Hayatına Ne Katar?

Filmi bitirdiğinde bir şey fark edersin:
Dünya değişmemiştir.
Ama sen değişmişsindir.

Artık bir öğretmenin cümlesine, bir şiirin dizesine, bir arkadaşın sessizliğine başka türlü bakarsın.
Belki işe giderken yanından geçtiğin ağaca gerçekten bakarsın.
Belki artık kendi hikâyeni yazmaya cesaret edersin.

Bu film, seni “şair” yapmaz — ama kendi yaşamının dizelerini fark ettirir.

 Diğer Filmlerle Bağlantısı

Bu film, bazı diğer yapımlarla aynı evrende nefes alıyor gibi.

  • Good Will Hunting (Can Dostum): Orada da Robin Williams var; bu kez yaşlı bir terapist olarak, yine bir gence kendi iç sesini duyuruyor. Keating’in olgun hali gibi.

  • The Truman Show: “Gerçeklik” duvarlarının farkına varmak... Tıpkı Welton Akademisi’nin görünmez duvarları gibi.

  • Dead Poets Society, The Breakfast Club’ın melankolisini ve Good Will Hunting’in bilgelik tonunu birleştiriyor.

Bu üç film de aslında aynı soruyu sorar:

“Kendi hayatını kim yazıyor?”
Ve her biri başka bir şekilde yanıt verir.
Ama sadece Ölü Ozanlar Derneği, cevabı şiirle verir.

Son Cümle: Herkes Bir Keating’e İhtiyaç Duyar

Hepimiz bir kez olsun ayağa kalkıp
O Captain, my Captain” demek isteriz.
Ama bazen kaptan bizizdir — ve bunu fark etmek yıllar alır.

O yüzden bu filmi sadece izleme.
Dinle.
Duy.
Ve belki sonunda, kendi hayatının tahtasına ilk kez kendi cümleni yaz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar