Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

KİMSİN SEN..


Uçabileceğin kadardır gökyüzü, tutunabileceğin kadardır dalın uzunluğu, sevdiğin insanlar kadardır sığındıkların, duyamadığin sözcükler kadardır anlatamadıkların..
Kendini hapsettiğin dört duvar kadardır sakladıkların , belki de kendin kadardır bu dünya da varlığın.
Hey, bekle! Bunları düşünürken burada mıydın? Neden kendini göstermedin ya da buna cürret edecek cesaretin olmadı.. Sen oradaki beni duyuyorsun , bunu tüm benliğimle doğrulayabilirim ama kanıtlayamam.Senin varlığınla yokluğunu birbirinden ayırt edebileceğimi sanmıyorum. Bir misket kadar küçük olduğunu her geçen gün oradan silindiğini, benden biraz daha uzaklaştığını farkındayım.
Neden böyle davranıyorsun? Ben mi hükmediyorum sana yoksa ..Dur! Savunmaya geçmeden önce bekle biraz. Savunmayı da ne çok seversin kendini, hele de kendine karşı, tüm zıdlıklarınla, başaramadıklarınla , emek vermeyip kenara attıklarınla..Şimdi daha iyi anlayabiliyor musun beni. Sonuçlarından korkup bakamadığın buruşturup atılan kağıt parçalarında, yeni boy veren bahçendeki domates fidanında ..Şaşırdın mı.. Evet onlarda benim parmak izim var, benim sonsuzluğum , yalnızlığım var. Hayır , buna izin vermem, tozlu rafının üzerinde biriktiremezsin beni, küflü sayfalara imza atacak kadar kafayı yemedim..Birde yıllar önce kitap eskitmeye çalışırdın demi sen.Yazık! Kime ..Kitaplardaki alıntılar gibisin, her birini canlandırmaya mecalim kalmadı desene..Neden diyemiyorsun..Gün geçtikçe kişiliğinin kurbanı oluyorsun, bensizleşiyorsun..
Kaç saat konuştuğunu bilmiyordu ama şundan artık emindi. Onu bulacaktı. Müziği  son ses açtıktan bir süre sonra artık kimseyi duymayacağım  diye rahatlamıştı.Gitti ve bir daha geri gelmeyecekti. Ahşap kanepenin kenarına uzanıp kulaklığı tekrardan
taktı. Müziğin  ritmiyle gözlerini yavaşça kapadı.

"Who are you?"

Yorumlar

Popüler Yayınlar