Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

GERİ GETİREBİLİR MİSİN ?


Siz beni tanımadan önce ben sizi tanıyordum.İçime attığım onlarca kağıt parçasını yıllarca siz değil ben taşıdım.Öfkenizi, heyecanlarınızı ve eziyetlerinizi. En sevdiklerinizi de ben taşıdım, defterden silinenleride. Yılmadan, söz sahibi olamadan.. Hz. Yusuf'un yıllarca babasına kavuşmasını beklediği gibi, Direnmenin demlerini dindirdim karanlığımda.Her gün güneş batarken beklentilerimi de kaybettim sonunda.Ben kim miyim? Şu an belki elinizde tutuyor olabilirsiniz, belki gözlerinizde şekil bulmuş olabilirim ya da sadece düşlerinizde var oluyorumdur.
Daha ne bekliyorsun diye bağırdı arkamdan yaşlı bir adam, kızım artık geç yoksa araba çarpacak diye feryat figan ortalığı ayağa kaldırmıştı..Bense dikelmiş bir vaziyette arabaların kornalarıyla münakaşa ediyordum . Ne yani su ana kadar kimin düşünceleri içindeydim ben
Ellerim bağlı bir vaziyette hareket edemiyordum, izin vermiyordu.
-Sen hala anlamadın mı dedi.
Ben senim.Yıllar önce veremediğin kararlarının sessizliğiyim, döktüğün gözyaşların altındaki ezilmişliğim, zorla kabul ettiğin kollarında asılan altın bileziklerim, haksızlığa maruz kalan sessizliğinim. Ben senim.
 Cadde başına bir sürü insan gelmiş, onu izliyordu.O ise başka birinin peşindeydi.Izi olmayanın, bilinmeyenin.
-Değdi mi dedi. Mutluluğunu parayla satın alabildin mi, ne kadar servete mal oldu ? 
Çocukluğunun verdiği heyecanları da servetinle satın alabilecek misin? Ne kadara mal olur cocukluğum. Sekiz yaşım, ya da doğduğum ilk günü de satın aldın demi sen? Kendin gibi beni de satın alabilirsin demi? Elindeki kundakta gençliği, ilk ağlayışları vardı.Ama geri getirebilir miydi.Tozpembe düşler kuran çocuk çoktan gitmişti.

Yorumlar

Popüler Yayınlar