Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

ÜNİVERSİTEDE GERÇEK MANADA EDEBİYAT EĞİTİM..


Daha önceki yazımda da bahsettiğim üzere bugün kendi okuduğum üniversite olan İstanbul Üniversitesi hakkında deneyimlerimi ve izlenimlerimi paylaşmak istiyorum.

Ortaokulda Türkçe ,lisede Türk dili edebiyatı ve dil anlatım olarak ikiye ayrılmış halde bulunan dersi üniversitede yakından incelemek emelleriyle girdiğim bölümde 'Edebiyatı nedirden de öte , ne değildir ' sorusunu kendime sormaya başladım. Toplumda belirli bir çerçeve içine dahil ettiğimiz birçok dalı içinde bulunduran bu bölüm Eski Türk Edebiyatı, Türk Halk Edebiyatı ve Yeni Türk Edebiyatı Ana bilim dalları etrafında şekillenmiş olup hocaların ışığında anlam kazanıyordu. Ana bilim dallarının altında yalnızca kendi bölümümüzden değil, fakültenin diğer bölümlerinden de ders seçebilmemiz sevdiğimiz ve merak ettiğimiz konularla kendi bölümümüzde öğrendiklerimizi harmanlamamızı sağlarken ufuk genişletici de olduğunu söyleyebilirim.

Üç yıl önce saray kapısının ardında başlayacağımı sandığım bu yolculuk yeşil kerpiçli, kırmızı duvarları olan orta bahçesinde kedilerinin arşınladığı çeşmesinin önünde başlamıştı. Önce koridorları kucaklayan öğrenci seslerine sonrada amfilerine aşık oldum.Bu sene dönemin başından itibaren tadilatta olmasından ötürü eskisi kadar ihtişamlı olmasa da içeriden bakınca kürsüdeki hocamızın sesleriyle hala ayakta, kalbi atmaya devam ediyor.

Şimdide derslerin içeriğinden, bu bölümü seçecek olan öğrencilerin beklentisinin ne olması ya da olmaması gerektiğinden bahsetmek istiyorum. Lisede edebiyla ilgili her şeyi unuttuktan sonra bölüme hoşgeldiniz diyebilirsiniz. Çünkü uri Sağlam hocamızın da dediği gibi ''Edebiyat'ın tanımı yapılmaz. ''tariften ibarettir, değişken, süreklidir. Sizinle anlam kazanır, şekli gibi manası da değişir. Demem o ki lisedeki gibi ek kök ayırma- şair eser ezberlemeyi bir kenara bırakarak,yeri gelince kelime yeri gelince bir yaz olacaksınız, merak ve şüphe süzgeciniz açık olacak ki bilgiy doğrudan almak yerine, ''Neden ?'' sorusunu kendinize yoldaş yapıp kendi doğrunuz dahilinde pişirecek, anlamlandıracaksınız. 

Bu bölümü isteyenlerin çokça sorduğu ama bir o kadar korktuğu Eski Türk Edebiyatı derslerinin temel taşı Osmanlıca dersine gelecek olursak kurallarını benimsediğiniz ve kafanızın bir kenarına yatrdınız ve bu surette rika okumalarını ve daha sonra zorlaştırarak el yazısı ile okumalar yaptığınız takdirde zorlanacak bir durum söz konusu değil. Ama düzenli yapılmayan tekrar hem okuma sürenizi yavaşlatacak hemde okuduğunuz metini anlamanızı zorlaştıracaktır. 1 sınıfın itibaren görülen bu ders şu anki müfredata göre 2. sınıfta son buluyor. Ama tabiki Göktürkçe ve eski Uygur Türkçesi dersleriyle de eski dillerde pek çok metin okumanız da mümkün. Eski Türk Edebiyatı altında gelişmiş dilleri ve tarih ve kültürlerini Türkçeyle olan münakaşasını öğrenirken Türk Halk Edebiyatıyla da geçmişten günümüze anlatı türlerini örnekler dahilinde inceleyerek ' Mit, Masal, Fıkra, Destan, Efsane vb '' türleri uygulama - araştırma ile yeri geldiğinde yerinde inceleyebileceğiniz anlara şahit olacaksınız. (hocadan hocaya değişir ;)) Yeni Türk Edebiyatı altında ise Destandan günümüze devam eden bir serüven olan Romanın hikayesini dinleyecek onda kendi hikayenizi bulacak 19. yy' Don Kişot'un attığı ilk adımı belki de siz devam ettirmek isteyeceksiniz..

Bu anlattıklarımın hepsi benim kendi görüşlerim olduğu ve İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı seçmek isteyenlere yol göstermesini umarak kaleme aldığım bir kaç kelamdır.Eğer bu sene bu bölümü seçmiş öğrenciler varsa ders seçimlerinde hocaları araştırarak, yaptığı çalışmalar doğrultusunda seçim yapmalarını, kendilerine gerçekten olumlu manada şeyler katmak isteyenlere küçük bir önerimdir.  Her ne kadar en köklü hatta Türkiye'de kurulan ilk Edebiyat fakültesi ve bölümü olsa da her hocanın iletişimi öğrencilere ulaşmayıp - hitap etmeyebiliyor.

Şimdilik burada noktalamak istiyorum, bu bölüm ve okul hakkında soruları olan ve merak edenler bana ulaşabilirler:)


Diğer yazımda paylaşacağımı söylediğim ''Edebiyat Nedir'' adlı kitap önerilerim

> Edebiyat Kuramı - Terry EAGLETON ( Bu yazarı anlamak başta zor gelse de sorduğu soruları basitleştirerek not alma yöntemi ya da kendinize okuduğunuz her bölümde sorular sorarak ve cevaplamaya çalışarak gitmenizi tavsiye ederim )

> Edebiyat Olayı - Terry EAGLETON

> Edebiyat Kuramları ve Eleştiri - Berna MORAN ( Dili EAGLETON'A göre daha anlaşılır ve akıcı olan Moran gerçek anlamda Edebiyat okuayanlar için hikaye- roman gibi türler üzerindede etkili olmuştur. Hatta ilerki zamanlarda hikayenin nasıl incelenmesi gerektiği- altyapısını nasıl çözümleri sorularına cevap arayacağım yazımda ilgilenenler için diğer iki kitabını da buraya eklemek istiyorum.)

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 1 ve 2 - Berna MORAN ( Kendini bu konuda gerçek anlamda yetiştirmek - romanlar arasındaki benzer bakış açılarını dönemine, akımına , yazarın ele alışına göre incelemek isteyenler için güzel bir kitaptır )

> 19.yy Türk Edebiyatı Tarihi - Ahmet Hamdi TANPINAR ( Nasıl hukukçuların temel kaynağı anayasa ise edebiyatçılarında okudukları sürece başvuru kaynağı, kütüphanelerinde bulunması gereken temel kitabıdır. ) Bir de Edebiyat Üzerine Makaleler kitabı da var bu konuda onu da yan kaynak olarak değerlendirebilirsiniz.

Şimdilik hatırımda olanlar bu kadar. İlerki günlerde okuyup da bana faydası dokunduğunu düşündüğüm kitapları tekrardan tavsiyeler kısmına ekleyebilirim.

 Bir sonraki yazıma kadar sağlıcakla kalın..





Yorumlar

Popüler Yayınlar