Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

BİRKAÇ KAREYLE İSTANBUL..


Fotoğraflarla Şehri Tanımak..

İlk defa yapılan bir yemek, tanışılan bir arkadaş gibi gidilen yerlerde bizi hem duygusal hemde zihinsel yönden etkiler. Her ne kadar anın tadını çıkarsakta ileride anı kalması için fotoğraflarını çekmek , o yer hakkında kısa notlarla ilk izlenimlerimizi yazmak isteriz. İlk kez görülen yerin heyecanıyla her zaman gittiğimiz yerin bize kattığı duygu aynı olmaz. Bu yüzden o anki duygularımızı fotoğraflarla kalıcılaştırmak isteriz. Yıllar sonra tekrar çıkarıp baktığımızda önemli olan o binanın orada olup olmaması ya da bizim oraya gidecek durumumuzun olup olmaması değildir, yaşadıklarımız ve orada yaşattıklarımızdır.

Korona günlerinden ötürü İstanbul'la ilgili duygularımı birkaç kareyle sizlere de aktarmak istedim. Sadece yazdıklarımla sınırlı kalmayıp onları resimlerle aktarabilmek adına böyle bir çalışma hazırlamak istedim. İyi seyirler :)


İstanbul / Balat




"Hiçbir iz yok," dedi Reşit.
Muhtar, avluyu yeniden taradı gözleriyle. O her şeyin mutlaka bir iz bırakacağına inanıyordu, izsiz şey olmazdı; kuşların bile izi vardı gökyüzünde, sözcüklerin dişte, bakışların yüzde."
'Gölgesizler'den'







İstanbul/ Eminönü


''Geleceğim demedim, bekliyor mudur?''
'Nar Ağacı'ndan'




'İçimdeki denizden kaç dalga geçtiğini kim saydı?."
'Nar Ağacın'dan'



''Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur!''
'Saatleri Ayarlama Enstitüsün'den'


''Balıkçıların sıra sıra dizildiği o rıhtımlarda Boğaz akıntılarının ve bahar kuşlarının huzur veren şarkıları değil, bin yıl süren genel aramaların korkusuyla denize dökülmüş çeşit çeşit kılıçları, hançerleri, paslanmış pala ve tabanca tüfekleri ele geçirip ölüm korkusuyla birbirine girenlerin haykırışları duyulacak.''
'Kara Kitap'tan'



Galata Kulesi

''Sudаn sеbеplеrlе yitiririz su gibi аziz şеylеri çoğu zаmаn.
Zülеyhа, Yusuf’а bir mеktup yаzmаyа bаşlаyıncа Yusuf diyе bаşlаdı, Yusuf diyе bitirdi. Gördü ki hitаptаn ötеyе gеçеmеdi. Anlаdı ki аşkın nâmеsindе sеr-nâmеdеn ötе kеlаm yok. Vе Zülеyhа’nın lügаtındа Yusuf’tаn ötе sözcük yok.''
'Yusuf ile Züleyha'dan'








Süleymaniye Cami





"Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?"
'Kırmızı Saçlı Kadın'dan'
















İstanbul Üniversitesi Beyazıd Kampüsünden Süleymaniye Cami manzarası







Süleymaniye Cami'den Eminönü manzarası


Farklı Açılar ve biraz yeşillik..






“Ben bir noktaysam… odanın ortasında durdu. Şu anda odanın köşegenlerinin kesim noktasında bulunuyorum. Bütün köşelere sesleniyorum: içinizden birinde kalmış bir tutunamayan var mı?” 'Tutunamayanlar'dan'
























Yorumlar

Popüler Yayınlar