Bu Blogda Ara
Edebiyat ve sanatın merceğinden filmlere ve antik dünyanın izlerine uzanan kişisel bir keşif...
Öne Çıkan Yayın
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Uzak Filminde İnsan Tipolojisi
Yusuf kasabasında babasıyla birlikte çalıştığı fabrikadan çıkartılıyor. Kapitalizmin bir kurbanı olarak köyden kente göç etmekle buluyor çareyi.Tek inancı ise denizlere olan bağı oluyor. Hem şehirliler gibi diyar diyar gezebilmek bir yandan da para kazanabilmenin tek çaresini gemilerde çalışabilmek olduğunu düşünüyor. İstanbul’a geldikten sonra şehirli ve köylü zihniyetinin farklı olduğunu görerek tek inancını da kaybediyor. İstanbul’u tanıdıktan sonra köyü ona bir hapis , bağımsızlığını kaybedeceği bir mekan olarak göründüğü için tek hayalinden de vazgeçiyor. Kapitalizmin kurbanı olan Yusuf, İstanbul’da herhangi bir iş bulma gayretiyle Mahmut’tan yardım istiyor.
Mahmut ise şu ana kadar kimseden yardım görmemiş, kendi emeğiyle geldiği konumunu göstererek, Yusuf’a ‘’ Senin hiç gururun yok mu diyor.’’
Orasını sadece tahmin edebiliyoruz. Ama film o şekilde kurgulansaydı gerçekçi bir bakış açısıyla bir izleyici olarak filme yaklaşamazdık. Çünkü şu anki toplumda bizler de bir Muratız ya da gelecek kaygısıyla tutuşan , kendi ayakları üzerinde durmak için sürekli çalışmak zorunda olduğunu bilen Yusuflarız. Ve filme kendimiz nasıl bu dünyada konumlandırıldıysak o şekilde dahil oluyoruz.
Mahmut’un filmde Yusuf’a söylediği şu söz bence gerçek hayatta çoğu iş verenin işçiye söylediği sözle birebir uyuşuyor. ‘’ Seni kim niye işe alsın Yusuf, önce bir meziyete sahip olacaksın. Sen ise köyden hiçbir şey öğrenmeden İstanbul’a çıkıp gelmişsin!’’
Size de çok tanıdık geldi değil mi cümle. Şu an Türkiye’de yüzde doksanımızın üzerinde bir kitle bunun gibi birçok söze maruz kalıyor. Niye mi? Çünkü CV’lerinde bir sertifika eksik diye, 2 yıl iş deneyimi yok diye ve bunun gibi bir çok nedenden dolayı. İyi bir eleman mı istiyorsunuz o zaman her şeyden önce elemanının yetkinliklerine ,iletişimine bakmalısınız ve her şeyden öte karşı tarafa o işin üstesinden gelebileceğinin güvenini veriyor mu, kendine özgüveni var mı ? Bunlara bakmalısınız, birkaç belgeye değil!
Filmin genel günlük hayatın bir parçası olarak işlenmesi hem de minimal bir senaryo üzerinden sade ve basit şekilde anlatılması izleyicileri içine çeken bir durumdur. Çünkü yukarıda da bahsettiğim üzere Yusuf’ta Mahmut’ta bizleriz. Her ne kadar birbirimize zıt karakterler gibi gözükmekte bu dünyanın bir parçasıyız, kapitalizmin kurbanlarıyız.
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Popüler Yayınlar
TANPINAR'IN EŞİĞİNDE - Ahmet Hamdi Tanpınar ve Eserleri Üzerine Düşünceler
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar







Yorumlar
Yorum Gönder