Ana içeriğe atla

Öne Çıkan Yayın

İNSAN ÖTEKİYLE VAR OLUR.. EDEBİYAT İSE İNSANLA..

  ‘Edebiyat nedir ? ‘sorusuna verebileceğimiz bir tanımdan da öte yaşamın bir çeşit delili, tarifi yaşamın sınırlandıran insanoğlunun sonsuzluğunun bir parçasıdır edebiyat. Yeni keşfedilen bir kıta, yemeğe atılan farklı bir baharatın etkisini diğer insanlar üzerinde vuku bulmasıdır. Değişmez, yenilenemez şartlar – olasılıklara karşı atılan bir darbenin parçası, mutlak kararlara karşı imzalanan kağıt parçasıdır. Varlıkla var olur, insanla değişir, ötekileşir, aktarımı sağlanır. Nefesle izah olunan, mürekkeple belirginleşir, insanların üzerindeki tesirinin bir parçası ise kağıtta kalan izlerdir. Bulanıklaşan, kuruyup eskiyen ama her defasında hissedilen. Edebiyat hissedilir, mantığın katmanlarına çıkabilmek için zahir olunan gönülle aşikar nasıl olursa. İnsanı var eder. Görülmeyeni, durulmayanı, anlatılamayanı anlatır her satırında. Terry Eagleton’un Edebiyat kuramı kitabında (1983 ) ‘’ Sağlam ve değişmez değerleri olan ve birtakım ortak özellikleri paylaşan eserler anlamında bir...

Yaşlı Adam ve Deniz: Umudun, Direnişin ve Kendine İnancın Sessiz Fırtınası

Hiç pes etmenin eşiğine geldiğin ama içindeki sesin “Bir kez daha dene!” dediği anlar oldu mu?

Rüzgâr yüzüne vururken, çevrendeki herkesin “Artık bırak” fısıltılarına rağmen, sen yine de o denize açıldın mı?

İşte tam da bu yüzden “Yaşlı Adam ve Deniz” benim başucu kitabım.
Ernest Hemingway’in kaleminden çıkan bu kısa ama derin roman, sadece bir balıkçının hikâyesi değildir. Bu kitap, insanın kendi sınırlarını, inancını ve hayallerine olan tutkusunu sorgulamasıdır. Her yeniden okuyuşumda, sanki kendi iç denizime açılıyor, kendi fırtınalarımla savaşıyorum.

Yaşlı Balıkçı Santiago ve Ben: Yalnızlığın Gücü

Santiago, yaşlı bir balıkçı. Seksen dört gündür balık tutamamış, herkesin umudunu kestiği bir adam.
Ama o pes etmiyor. Çünkü biliyor — inanç, sonuçtan değil, denemekten doğar.
Benim için Santiago, “yenilgiye rağmen yürümek” demek. Hayatımda ne zaman yönümü kaybetsem, o yaşlı adamın denize açıldığı sahne gelir aklıma.
Kimseye kulak asmadan, yalnızca kalbinin pusulasına güvenerek...

Tıpkı benim gibi — hayallerime doğru yelken açarken, çevremdeki fırtınaları susturmayı öğrendim.
Bazen o fırtınalar başkalarının sözleri, bazen korkularım, bazen de başarısızlıkların yankısı. Ama Santiago’nun dediği gibi:

“İnsan yenilmek için yaratılmamıştır. İnsan yok edilebilir, ama yenilemez.”

Çocuğun İnancı: Umudun Yeniden Doğuşu

Kitaptaki küçük çocuk Manolin, Santiago’ya inanan tek kişi.
Dünyanın alay ettiği bir adama koşulsuz güvenmek… Ne kadar cesurca, değil mi?
Manolin bana şunu hatırlatıyor: Birine inanmak, bazen onun yeniden doğmasına yardım etmektir.

Benim hayatımda da öyle insanlar oldu — belki bir dost, belki bir kitap, belki bir hayal — bana “devam et” diyen bir Manolin.
Ve her defasında yeniden küreğimi elime alıp, kendi denizime açıldım.

Neden Hep Başa Dönerim?

Bu kitabı tekrar tekrar okumamın nedeni, her seferinde kendimi farklı bir denizde bulmam.
Bazen o büyük balık benim hedeflerim oluyor. Bazen deniz, hayatın belirsizliği.
Bazen de kumsala dönüp balığın iskeletine bakarken, aslında mücadelemin güzelliğini fark ediyorum. “Yaşlı Adam ve Deniz”, bana kazanmanın değil, direnişin önemli olduğunu hatırlatıyor. Ve belki de en çok bu yüzden — her düştüğümde, yeniden denize açılma cesaretini bu sayfalarda buluyorum.

Herkesin İçinde Bir Santiago Yaşar!

Senin de içinde bir Santiago var.

Kimi zaman hayalinle, kimi zaman yalnızlığınla savaşıyorsun.
Ama unutmamalısın: O yaşlı adamın denizinde kaybolmadığı gibi, sen de kaybolmayacaksın.
Çünkü gerçek güç, inanmaktan ve yola devam etmekten doğar.

Yorumlar

Popüler Yayınlar